En Lezzetli Bağımlılığımız; Kafein

Dünyanın en popüler içeceğinin yani kahvenin nadiren de olsa madde olarak anılmasının nedenleri; güçlü etkileri, insanlarda tolerans geliştirmesi ve hatta bazı müptelalarının yoksunluk çekmesidir. (Hughes, Higgins, Bickel ve ark., 1991). Kahve içmeyenlere şaka gibi gelebilir fakat bu sözünü ettiğimiz durumların bir kısmını her gün milyonlarca insan deneyimlemektedir. Gayet tabii kahve, çay, kakao, kola ve diğer meşrubatlarda, bazı ilaçlarda ve diyet haplarında olan kafeinden bahsediyoruz.

2 fincan kahve 150 mg ile 300mg arası kafein barındırır; bu kadarı pek çok kişiyi yarım saat içinde etkilemektedir. Metabolizma hızlanır, vücut ısısı ve kan basıncı artarken idrar üretimi hızlanır; pek çoğumuzun şahit olduğu gibi ellerde titreme görülebilir, iştah ketlenebilir ve herkesin de bildiği gibi uyku hali ortadan kalabilir. Panik bozukluk, kafein etkisiyle şiddetlenir, sempatik sinir sistemi de kafein yüzünden uyarılır.

Aşırı yüksek dozda kafein; baş ağrısına, huzursuzluğa, sinirliliğe, heyecana, uykusuzluğa, yüz kızarmasına, kas seğirmesine, düşünce ve konuşma dağınıklığına, gerginliğe, taşikardiye (çarpıntı), aritmiye (düzensiz kalp atımı), ciddi ajitasyona, konvülsiyona ve hatta ölüme bile neden olabilir. Ölüm, hap olarak kafeinin aşırı kullanımı haricinde neredeyse imkansızdır zira normalde madde böbreklerde birikmeden dışarı atılır.

Günlük alınan kafein miktarının birden durması ya da azalması durumunda yoksunluğun ortaya çıktığı uzun zamandır bilinmektedir. Bunun yanı sıra günde iki fincandan fazla kahve içmeyenlerde dahi bu durum baş ağrısı, yorgunluk ve endişeye neden olabilmektedir (Silverman, Evans, Strain ve ark., 1992).

Bu yoksunluk belirtileri, kişilerin sosyal ve mesleki fonksiyonlarını etkileyebilmektedir. Bu bulgular rahatsız edicidir zira Amerikalıların dörtte üçü, bir günde sözü edilen miktardan biraz daha fazlasını tüketmektedir (Roan, 1992). Öte yandan ebeveynler, çocuklarının kahve ve çay içmelerine izin vermemekte ancak kafein içeren meşrubatlar, çikolata, sıcak çikolata veya çikolatalı kahveli dondurma gibi kafein içeren yiyecek ve içecekleri tüketmelerine sıklıkla müsaade etmektedirler. Anlaşılabileceği gibi, kafeine bağımlılığımız 6 aylık bebeklikten itibaren başlayabilmekte, çocukluktan yetişkinliğe geçtikçe form değiştirmektedir.

KAYNAKÇA

Atkinson & Hilgard, Abnormal Psychology, (Şubat 2017)

DSM-5 Tanı Ölçütleri, Amerikan Psikiyatri Birliği, Amerikan Psikiyatri Yayıncılık, Arlington, VA. 2013

Meral Kılıç

Meral Psikopatoloji Bilimi sitesinin yazarı ve genel editörüdür. Ona Sigmund Freud'mu haklı yoksa Carl Gustav Jung'mı şeklinde sorduğumuzda ''Jung'da harika bir insan, ancak Freud kesinlikle haklıdır'' diyor. Tüm bu psikoloji macerası arasında kendisi 24 yaşında ve İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu. Şu an alan içi yüksek lisansını yapmakla meşgul. Hayat telaşı içinde bir yandan Psikopatoloji Biliminde yazılar yazan Meral, kişisel hayatında kitap okumaktan, sahil kenarında yapılan yürüyüşlerden ve değer verdiği birkaç arkadaşıyla vakit geçirmekten haz alıyor. Bunun harici Meral'e ulaşmak isterseniz Merall_klc kullanıcı adına sahip instagram hesabı üzerinden iletişim kurabilirsiniz.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir