Astral Seyahat Gerçek midir?

Gerçekliği konusunda en ufak bir kanıt bulunmayan ancak başkalarınca var olduğu sürekli diretilen bir fenomendir astral seyahat. Bunu diretenlerin ileri sürdüğü şey; uyku durumunda ruhlarının bedenlerini terk ederek gerçek Dünya’da seyahate çıkmaları ve benzer tanımları içerir. Öyle ki bu kişiler; konu hakkında kitap yazanlar, televizyon programlarına çıkanlar, videolar hazırlayanlar, bloglar yazanlar işi biraz daha ileriye götürerek ruh ve beden arasındaki bağlantıyı detaylıca anlatma ve aktarma çabasına girerler. Tabii yaşadıkları şeyin doğruluğu olabilir ancak yaşadıkları şey gerçekte var olan bir ruhun bedenden ayrılması mı bilemeyiz. Bu konuya yazının ilerleyen bölümlerinde biraz daha sitem ettikten sonra değineceğim ancak günümüz bilimi ”ruh” diye bir varlığın kavramından söz etmediği için bilimsel anlamda astral seyahat fenomeninin tamamen geçersiz, içi boş bir hayranlık olduğunu rahatlıkla dile getirebiliriz.

Astral seyahat gibi mistik anlatımlar popülerliği olan ve insanların ilgi çekmek için ileri sürdükleri yalanların bütünüdür de diyebiliriz bazı şovmenler için. 🙂

Diğer yandan en ufak tutarlı bir bilgi kırıntısı bile bulunmayan astral seyahat hakkında bu denli kitaplar yazılması, videolar çekilmesi ve arama motorunda ”Astral seyahat” şeklinde aratma yaptığımızda karşımıza teknikleri, tehlikeleri, nasıl yapıldığı, püf noktaları gibi onlarca yazı ve efsanevi bilgi ile karşılaşılması garip geliyor. Bu bilgileri hangi objektif ortamda ölçtünüz? Hangi araştırmalardan faydalanıp yazdınız? Neye dayandınız? Ya da bazı delilleri ortaya sürdüğünü iddia eden birkaç kitabı mı kaynak edinip gerçekliğine inandınız? Bunları sorguluyorum.

Bana ”Sen daha ruh kavramını kabul etmiyorsun, bunu anlamanı beklemiyoruz” diyenleri de duyabiliyorum. Peki bunu diyen kişiler objektif bir ortamda bu fenomenin doğru olduğunu gösteren en ufak bir kanıt sunabilirler mi? Ama ben gerçek olmadığını ve tüm iddiaların yalan veya dayanaksız olduğunu gösterebilirim. Öncelikle belirtmek isterim ki astral seyahat gibi doğa üstü bir olayın elbette olmasını canı gönülden isterdim. O zaman deprem altında kalan bedenlere daha çabuk ulaşabilir, nükleer savaşların önüne geçebilir ve daha çeşitli yararlı faaliyetlerde bunu kullanabilirdik. Oysa astral seyahatin gerçek olabilme ihtimaline karşılık zaten deneyler yapılmıştır. Ancak objektif ortamlarda astral seyahat yaptığını iddia eden kişiler gerçekten uyku anında gezdiğine delil gösterememiştir. En basitinden yan odada bulunan cisimleri bile sayamamışlardır. Bu ve diğer parapsikolojik olayların kanıtlanmasına dair koyulan para ödüllü yarışmalardan bile bir sonuç alınamamıştır.

Astral Seyahat Beyhude Bir Çabadır!

En basitinden bu tür iddialarda bulunan kişilere yan odaya sakladığınız 8 renkli kutunun yerlerini sorun ve onlardan bulmalarını isteyin. Sonuç sizi şaşırtmayacaktır. Diğer yandan bu olayın gerçekliğine canı gönülden inanan insanları yadırgamıyorum tabii ki. Uyku esnasında beynimizin sunduğu tiyatro bizi çok farklı şeylere inandırabilir. Bunlardan biriside Lucid rüyalardır (Lucid Dreaming). Lucid rüya; uyku anında kişinin gördüğü rüyanın farkında ve bilincinde olma durumudur. Bunu en az bir kez bende yaşamıştım. Ve bilim böyle bir olaya karşı kuşku duymuyor. Hatta lucid rüya hakkında önemli araştırmalarda mevcut. Konumuza dönecek olursak muhtemelen bazı insanlar lucid rüya ile astral seyahati karıştırabiliyor. Ve hatta astral seyahat zırvalıklarının tam olarak çıkış noktası lucid rüyalardır diyebiliriz.

Lucid rüya ile astral seyahati karıştırıyor olabilirsiniz.

Yine başa saracak olursak bilimin ve bilimi kabul edenlerin bu tür şeyleri anlamadığı, olanak vermediği, bilim insanlarının bu konuda sığ düşünceli olduklarını düşünenler var. Evet bilim ruh veya astral seyahat gibi doğaüstü fenomenlerin var olmadığına dair açıklamalar yapıyor. Ancak bilimde güçlü açıklamaları bilimsel işleyişle yalanlamak daha önemli bir iştir. Örneğin bilimin en temel taşlarından biri olan evrim kuramının gerçekliğine daha çok delil veya açıklama gösteren bilim insanından çok onu yalanlayabilecek ve aksi iddialar sunacak bilim insanları değer görecektir. Evrim teorisinin aksini iddia etmek bulunduğumuz yüzyılın buluşu olabilirdi, elbette her bilim insanı da bunu keşfetmeyi isteyebilirdi. Ancak böyle bir şey tabii ki olmayacak. Kısaca demek istediğim astral seyahatin var olmadığına dair net kanıtlar varken bunların aksini gösteren bilim insanları olsaydı gelecek bin yılın olayını açığa kavuşturmuş olabilirlerdi. Yani doğruları gösterebilen bilim insanları bilimsel mecrada cezalandırılmaz aksine ödüllendirilir.

Toplulumuzda açıklayamadığımız olaylara doğaüstü nedenler bulma veya farklı şeylerle bağdaştırma çok fazladır. Örneğin karabasan olarak bilen uyku felcinin ne olduğunu şu yazımızda anlatma gereği duymuştum. Veya platformumuzun başka bir yazarı astrolojinin gerçek dışı olmasını da şu yazıda anlatmıştı. Ayrıca başka bir yazar arkadaşımız Rüya nasıl oluşur? adlı bir yazı da yayınlamıştır. Bilimin sunduklarını kabul etmek ve bilimin ileride bizlere neler sunacağını bilmek tüm parapsikolojik olaylardan daha fazla nefes kesici. Aksi taktirde bilgiyi bilim insanlarından edinmek yerine hurafe üretenlerden edinirsek geleceğimizi tehlikeye atmış, boşa çaba harcamış oluruz.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir