Meme Kanseri: Belirtileri, Teşhisi ve Tedavisi
Meme kanseri, meme dokusunda hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesidir. Türkiye’de 100 binin üzerinde kadına günümüzde meme kanseri tanısı konulmuştur. Kadınlarda cilt kanserinden sonra en çok görülen kanser tipidir. Ulusal Sağlık Enstitüsüne (NIH) göre, meme kanseri en sık 55 ve 64 yaş arası kadınlarda tespit edilmiştir. Erkeklerde görülen meme kanseri ise tüm vakalardan sadece yüzde birini oluşturuyor.
Meme kanserine yakalanıp bu durumu atlatanlar günümüzde çok daha artmıştır. Ancak 2008 ve 2014 yılları arasında meme kanseri hastalarının %89’u tanı konulduktan sonra 5 yıl içinde ölmüştür.
Meme Kanseri Nasıl Gelişir?
Meme kanserinin kesin nedeni, yani hücrelerin kontrolden çıkıp orantısız gelişmesine neden olanın ne olduğu bilinmemektedir. Ancak uzmanlara göre genler ve çevrenin insan üzerindeki etkisi gelecek zamanlarda meme kanseri sorununu ortaya çıkartabilir. Meme kanserine tamamen genetik bir oluşumdur denilemiyor çünkü vakaların sadece %10 ve 15’lik bir dilimi genetik mutasyonlar veya hastalıklardan kaynaklanıyor.
Ayrıca meme kanseri; 12 yaşından önce regl dönemi başlayanlarda, 55 yaşından sonra menopoza girenlerde, çocuk sahibi olamayanlarda ve yoğun meme dokusuna sahip olanlarda daha çok görülüyor. Bunlar dışında diğer hastalık faktörleri meme kanseriyle ilişkilendirilmiyor. En önemli iki kriter; cinsiyet ve yaştır.
Meme Kanseri Belirtileri
Meme kanserinin teşhisi konulmadan önce semptomlarını anlamak biraz güçtür, ancak teşhis konulduktan veya kanser sürecinin ilerlediği durumlarda şu belirtiler görülebilir.
- Memeye dokunulduğunda ele gelen yumrular. Aynı zamanda bu yumrular veya şişlikler koltuk altında da görülebilir.
- Memede farkedilir derecede kalınlaşma veya şişme.
- Meme cildinde kızarıklık veya morluk.
- Anne sütü harici meme başından akıntı gelmesi.
Bu belirtiler tam manasıyla meme kanserinin işaretleri değildir. Bir enfeksiyon veya zararsız kistlerde bunlara sebep olabilir.
Tarama Testleri
Herhangi bir belirti taşımayan kadınlarda tarama testleri yapılarak hastalığın erkenden bulunması hedeflenir. Genelde 50 ve 70 yaş aralığında olan kadınların 2 yılda bir düzenli olarak mamografi testlerine gitmeleri önerilmektedir. Ancak bazı kişiler özellikle ABD’de bu testlerin yarardan çok zarar getirdiğine inanıyor. Çünkü mamografi testleri sırasında ortaya çıkarılan çok küçük, zararsız olabilecek kistler için gereksiz ve kişiyi zarar verebilecek radyoterapi, kemoterapi gibi bir çok tedaviye yönelttiği iddia ediliyor. Bu yaşanan duruma da ”Aşırı Tanı” deniliyor. Aslında bu durum biraz doğru, çünkü çok küçük bir kistin dışarıdan bakılarak zararlı olup olmadığı anlaşılmaz.
Ancak diğer yandan araştırmalara bakacak olursak, Annals of Internal Medicine dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, mamografi cihazıyla meme kanseri teşhisi konulan kadınların sadece %25’ine aşırı tanı konulduğu ortaya çıktı. Ayrıca bunun gibi pek çok diğer çalışma mamografi tara cihazının isabetli sonuçlar verdiğini ortaya koyuyor.
Ayrıca pek çok sağlık kuruluşu gibi Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’da mamografiyi destekliyor ve kadınların bu testlere katılması için çaba gösteriyor. Şuraya tıklayarak Sağlık Bakanlığı’nın bildirisini okuyabilirsiniz.
Meme Kanserinin Teşhisi
Mamografi testleri ile önceden meme kanseri belirtileri ortaya çıkarılırsa tanıyı doğrulamak için yeni testler yapılır.
- Mamografiye ek olarak, MRI taramaları veya meme ultrasonu gibi testler yapılır. Bu yöntemler doktorların tümörü görmelerine olanak sağlar.
- Ayrıca doku örneği alınarak biyopside uygulanabilir.
Eğer kanser onaylanırsa doktorlar kanserin memeye, çevresine ve diğer vücut bölümlerine yayılıp yayılmadığını anlamak için yeni testler yapmaya başlayacaklardır. Meme kanserinin hangi evresinde olduğunu saptadıktan sonra doktorlar tümörün hangi sebepten gelişim gösterdiğini öğrenmeye çalışıp buna göre bir tedavi yönetimi uygulayacaklardır.
Meme Kanseri Tedavisi
Meme kanserinin tedavisi hangi evrede olduğuna ve vücudun diğer bölümlerine yayılıp yayılmadığına göre değişiklik gösterecektir. Çünkü meme kanserine sahip birçok kişi birden fazla tedavi yöntemi görüyor.
Lokal tedavi: vücudun geri kalan kısmını etkilemeden sadece hastalıklı bölgeyi yok etmeye çalışan cerrahi bir işlemdir. Genelde bu işlemlerde meme dokusu alınır ancak çok ileri evrelerde direkt olarak meme de alınabilir.
Sistematik Tedavi: Ağızdan veya kan dolaşımından uygulanan yöntemlerdir. Vücudun tümünü etkiler ve tüm kanser hücrelerini hedef alan uygulamalardır.
Diğer yandan günümüzde daha fazla gelişme gösteren biyolojik terapiler mevcut. Bu işlemlerde kanserin çökertmiş olduğu bağışıklık sistemini, tekrar kanser hücreleri ile savaşması için canlandırma işlemidir. Kemoterapi veya diğer terapilere göre daha farklıdır. Örneğin viroterapi adlı yazımızı şuraya tıklayarak okuyabilirsiniz.