Ahtapotlar Hakkında Gerçekler

Ahtapotlar, sekiz uzun kol ve ilginç kafaları ile okyanus aleminin ünlü canlılarıdır. Dilerseniz ahtapotlar hakkında birkaç eğlenceli bilgiler ile yazımıza başlayıp açıklamalarda bulunalım.

  • Ahtapotların tam 3 kalbi vardır.
  • Ahtapotlar avcılarını korkutmak ve şaşırtmak için mürekkep fışkırtırlar.
  • Kemiksiz oldukları için çok dar alanlardan rahatlıkla geçebilirler.
  • Ahtapotların kan renginin mavi olduğunu daha önce hiç duymuş muydunuz?
  • Tüm ahtapotlar uzun kollu değildir. Opisthoteuthis adorabilis türünün kolları çok kısadır.
  • Ahtapotlar bir ev kedisi kadar zeki canlılardır. Hatta insanlar gibi belirli aletleri kullandıkları gözlemlenmiştir.
  • Üzücü ama acı bir gerçek; ahtapotlar için seks, ölüm cezasından başka bir şey değildir. Yazımızın ileri kısmında bunu açıklayacağız.

Ahtapotların Dünya üzerinde 289 türü mevcuttur ve ahtapot kelimesi Yunanca októpus’tan gelmektedir. Anlamı da ”sekiz ayaklılar” demektir. Ahtapotların kolları bilindiği gibi sadece et parçası veya dokunaç değildir, o kollar aslında silahlarıdır. Bir diğer deyişle vakum yapmaya yarayan araçlardır. Ayrıca ahtapotların nöronlarının üçte ikisi beyinlerinde değil, kollarında bulunur. Bu sayede iki koluyla bir deniz kabuklusunu açmaya çalışırken, diğer koluyla kabuğun içindeki besine ulaşmaya çalışabilir.

Ahtapotların tüm marifetleri bunlarla bitmiyor, kolları tat alma görevi dahi görüyor. Ayrıca yumuşak yapılarına karşın çok güçlü çeneleri bulunuyor. Bazı türleri zehirli bile olabiliyor. Bunların harici ahtapotlar her zaman yumuşak canlılar değildir, yapılan araştırmalara göre ahtapotların ataları kabuksu canlılarmış. Ancak zamanla kabukları hareket kabiliyetini kısıtladığı için bundan kurtulmaya çalışarak evrim geçirmişlerdir. Ayrıca aynı tespitler 300’den fazla türü bulunan mürekkep balığı içinde geçerlidir.

Üç Kalbi Bulunuyor

Ahtapotların bir kalbi iç organlarına kan pompalarken, diğer iki kalbi kollarına kan pompalıyor. Tabii ki bu gerekli bir durumdur. Eğer ahtapotların 3 yerine iki kalbi olmuş olsaydı şu an oldukları kadar güçlü kollara sahip olamazlardı. Bu canlılar her haliyle tam donanımlı bir silah gibi. Ayrıca kanlarının mavi renkte olmasının sebebi hemosiyanin adı verilen bakır bazlı proteine sahip olmalarındandır. Eğer kanlarında demir fazla olsaydı kırmızı bir kalp rengine sahip olabilirlerdi.

Ahtapotlar Hakkında Gerçekler

Ahtapot Boyutları Nedir?

Ahtapotların boyutları çok çeşitlidir. Ancak üstünde en çok araştırma yapılan Octopus vulgaris türünün 31 ila 91 cm uzunluğa, 3 ila 10 kg arasında bir ağırlığa sahiptir.

Dev pasifik ahtapotu (Enteroctopus dofleini) Dünya’nın en büyük ahtapotudur. Ortalama 5 metre uzunluğa 50 kg ağırlığa sahiptir. Ayrıca aynı türün 9 metre uzunluğunda 271 kilogram gelen cinside bulunmuştur.

Nerede Yaşarlar?

Ahtapotları Dünya okyanuslarının her yerinde görebilirsiniz. Çoğu deniz kabuğunun içinde, yarıklarda veya su yüzeyinde yaşarlar. Bazı türlerde okyanus tabanında yaşamayı tercih eder.

Davranışları Nelerdir?

Ahtapotlar genelde yalnız yaşamayı seven canlılardır, çok nadir bir eş bulup takılma eğilimi gösterirler. Ayrıca avlanmak için çoğu tür geceyi tercih eder, sadece bazı türler şafak vakti avlanır.

Ahtapotlar saldırı anında rakiplerine mürekkep benzeri, siyah bir sıvı fışkırtır. Bu ahtapota kaçması için zaman kazandırırken aynı dan avcının kör olmasını da sağlar. Bu mürekkebin tadına bakan avcı genelde ahtapotun peşini bırakır çünkü saldırgan hayvanın koku alma ve tat alma kabiliyetini köreltebilir.

Ahtapotlar kamuflaj uzmanıdır, bazı türleri yılan balığı gibi değişik şekillere girerler. Bazıları da direkt renklerini maviye, kırmızıya, pembeye veya yeşile dönüştürebilirler.

Ahtapotlar Ne Yer?

Ahtapotlar etçil hayvanlardır, yani et yerler. Midye, ıstakoz, balık, karides, köpek balığı ve hatta kuşları bile yiyebilirler. Genelde ahtapotlar avlanırken avlarının peşine düşmeyi tercih eder, avını yakaladıktan sonra kolları sayesinde ağızlarına götürerek yemeğin keyfini çıkartırlar.

Seks, Yavrulama ve Yaşam Döngüsü

Ahtapotların genel olarak ömürleri kısadır. Bazı türleri 6 ay kadar yaşayabilirler. En uzun yaşayan tür ise kuzey pasifik dev ahtapotudur. Bir ahtapot ne kadar büyükse o kadar uzun yaşar.

Her erkek ahtapot çiftleştikten hemen sonra ölür. Bu kaçınılmaz bir sondur. Çünkü erkek ahtapotlar dişiyi döllemek için kollarından biriyle spermleri dişinin yumurtalıklarına gönderir ve kolu orada kalır.

Bu döllenmeden sonra genellikle 200.000 ila 400.000 arasında yumurta bırakırlar. Dişi ahtapot kuluçkaya yattıktan sonra çok saplantılı bir hal alır. Açlıktan ölürler ama yinede kuluçkayı bırakıp avlanmaya gitmezler. Ardından meydana gelen ahtapotlar birer larva olarak yaşamlarına başlar. Sonuç olarak erkek ahtapot ve dişi ahtapot için çiftleşmenin sonunda ölüm vardır.

Nesillerinin Durumu

Ahtapotların çoğu türünün nesilleri tehlike altında değil. Bunda kendi başarıları da yok değil. Öncelikle zeki hayvanlar, çiftleşmeden kolay kolay yaşamları son bulmuyor. İkincisi çok fazla yumurta meydana getiriyolar. Ve ne olursa olsun nesillerini devam ettirmek adına erkek çiftleşme esnasında dişi de kuluçkadan yavruların çıkmasını beklerken açlıktan ölüyor.

Diğer Canlılar:

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir