Kadın ve Erkek İlişkisi: Cinsellik

Cinsellik, üreme davranışını güdüleyen birincil dürtüdür. Cinsel arzu tıpkı susama ve acıkma gibi güçlü bir güdülenmedir. Ancak açlık ve susuzluk bireyin varlığını sürdürebilmesi için yaşamsal bir anlam taşırken, cinsellik sadece türün devamı için yaşamsal bir anlam ifade eder.

Cinsel olarak uyarılma ve davranımda bulunma biçimi içsel olarak hem kandaki belirli bazı hormonların düzeyi hem de merkezi sinir sistemi tarafından kontrol edilir. İnsanlar, cinsel etkinlikleri çoğunlukla hormonlar tarafından kontrol edilen ve dişilerin üreme döngülerine bağlı olan daha az gelişmiş hayvanlardan farklı olarak cinsel açıdan herhangi bir zamanda uyarılabilirler. Erotik hayaller, kişinin sevgilisinin görüntüsü ve bir parfüm veya traş losyonu kokusu cinsel heyecan uyandırabilir. Erkekler görsel ipuçları ile uyarılma eğilimindeyken kadınlar daha çok dokunulmaya duyarlıdırlar. Diğer dürtülerde olduğu gibi, cinsel dürtüye gösterilen davranışları da yaşantılar biçimlendirir. Neyin ahlaki değerlere uygun görüldüğü, neyin doğru ve haz verici olarak algılandığı cinsel davranışı yönlendirir.

Kadın ve Erkekler

Toplanan kanıtlar erkeklerin kadınlara göre cinsel düşünce ve davranışlarının daha çok olduğunu göstermektedir. Tabii ki bunlar ortalamalardır, istisnalar vardır (Andersen, Cynanowski,ve Aarested, 2000). Fakat erkekler kadınlara göre daha çok seks hakkında düşündüklerini, mastürbasyon yaptıklarını, daha sık seksi arzuladıklarını ve aynı zamanda daha fazla seks partneri arzulayıp daha fazla seks partnerlerinin olduğunu bildirmişlerdir(Baumeister, Catanese ve Vohs, 2001;Herbenick, Reece, Schick ve ark., 2010a).

Kadınlar erkeklere göre dış görünüşlerindeki kusurlardan daha fazla utanç duymaya eğilimliler ve bu utanç, onların cinsel tatmin duymalarına engel olabilmektedir (Sanchez ve Kiefer, 2007). Kadınlar için cinselliğin erkeklere göre ilişki statüsü ve sosyal normlarla daha yakından ilişkilendirildiği görülmektedir (Baumeister,2000). Örneğin kadınlar, ilişkileri yokken daha az cinsel dürtü duyduklarını ve mastürbasyon yaptıklarını belirtirken erkekler, ilişki bittiğinde aynı değişikliği yaşamamaktadır.

Genç yetişkinlerin cinsel etkinliğinden bahsetmek istiyorum. Genç yetişkinlikte erkekler tesadüfi yolla partnerlerini bulurken, kadınlar partnerini seçmekte daha titiz davranmaktadır. Genç yetişkinlerin %60’ı bir yıl öncesinde sadece bir kişi ile ilişki kurdukları halde, 20’li yaşların sonları otuzlu yaşların başlarındaki yetişkinlere oranla bir ya da daha fazla kişiyle ilişki içinde olabilmektedirler. Yetişkinlere göre genç yetişkinler daha fazla insanla birlikte olsa bile daha az sıklıkta ilişki kurduklarını ifade etmektedir. Tesadüfi ilişki genç yetişkinlikte, yetişkinliğe göre daha yaygın biçimde görülmektedir( Lefkowitz & Gillen, 2006).

Yetişkin cinsel davranışından bahsedecek olursak, çağdaş Amerika’da evlilik dışı ve rastgele ilişkinin bir norm olduğu yolundaki popüler görüşün tersine evli kadınların %85’i ve evli erkeklerin %74’ü eşlerine sadık olduklarını bildirmişlerdir. Dahası evlilerin bekar olanlardan daha sık cinsel ilişkide bulundukları anlaşılmaktadır. Tüm evli çiftlerin %41’i haftada bir kez cinsel ilişkide bulunduklarını belirtmektedir. Evli olmayıp birlikte yaşayan çiftler ise en sık cinsel ilişkide bulunanlardır; haftada iki kez ya da daha fazla cinsel ilişkide bulunduklarını belirtenlerin oranı %56’dır. Bu çalışmanın bazı önemli bulguları:

  • Görüşme yapılan erkeklerin yarısından fazlası günde en az bir kez cinsel ilişkiyi düşündüklerini ifade ederken kadınlarda bu oran yalnızca %19’dur.
  • Örneklemin %80’i geçen bir yıl içinde yalnızca bir eşle cinsel ilişkide bulunduklarını söylemişlerdir.
  • Evli eşlerin %93’ü aynı ırktan, %82’si aynı eğitim düzeyinden ve %72’si de aynı dindendir.

KAYNAKÇA

  • Charles G. Morris, Understanding Psychlogy, Türk Psikologlar Derneği Yayınları,(No:23, s.385, Ağustos 2002;Ankara)
  • Rod Plotnik, Psikolojiye Giriş, Kaknüs Yayınları, s.409; 2009
  • John W. Santrock, Yaşam Boyu Gelişim, Nobel Akademik Yayıncılık, s.425, (13. Basım; 2012)
  • Atkinson & Hilgard, Psikolojiye Giriş, Arkadaş Yayınevi, s.373, (2012; Ankara)
  • Ann M. Kring, Sheri L. Johnson, Gerald Davison, John Neale, Abnormal Psychology, Nobel Yayıncılık, s.361, (Ekim 2015; Ankara)

Meral Kılıç

Meral Psikopatoloji Bilimi sitesinin yazarı ve genel editörüdür. Ona Sigmund Freud'mu haklı yoksa Carl Gustav Jung'mı şeklinde sorduğumuzda ''Jung'da harika bir insan, ancak Freud kesinlikle haklıdır'' diyor. Tüm bu psikoloji macerası arasında kendisi 24 yaşında ve İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu. Şu an alan içi yüksek lisansını yapmakla meşgul. Hayat telaşı içinde bir yandan Psikopatoloji Biliminde yazılar yazan Meral, kişisel hayatında kitap okumaktan, sahil kenarında yapılan yürüyüşlerden ve değer verdiği birkaç arkadaşıyla vakit geçirmekten haz alıyor. Bunun harici Meral'e ulaşmak isterseniz Merall_klc kullanıcı adına sahip instagram hesabı üzerinden iletişim kurabilirsiniz.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir