Psikoloji Nedir?

Psikoloji, tüm bilimler içinde belki de insanlara en gizemli gelen ve yanlış yorumlara en açık bilimdir. Her ne kadar jargonu ve fikirleri günlük hayatın içine sızmış olsa da psikolojinin konusunun ne olduğu ve psikologların gerçekte ne yaptıkları çoğu insan için hala belirsizdir.

“Psikoloji Bilimsel Çalışmaya Verilmiş Addır.”

Bazılarının psikoloji denince gözlerinin önüne ya akıl hastalıklarıyla uğraşan bir kuruluşta çalışan ya da fareler üzerinde laboratuvar deneyleri gerçekleştiren beyaz gömlekli insanlar gelir.

Bazıları ise hayalinde, divandaki hastasına psikanaliz yapan Freud tipi bir adam canlandırır. Fakat durum düşünülenden artık çok daha farklıdır. Psikolojinin uzun bir geçmişi ama kısacık bir tarihi vardır…

“Psikoloji Bilimsel Çalışmaya Verilmiş Addır.”

Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya verilen addır.

Doğumundan ölümüne kadar yaşantısını sürdüren toplumda, sosyal ilişkiler ve iletişimler yumağı ve odağı içinde bulunan insan, psikoloji biliminin yardımıyla önce kendini sonra da diğer insanları tanıyarak, çok yönlü ve karmaşık yaşam biçimini yönlendirme durumundadır.

Psikoloji genel anlamda davranış bilimi olduğundan bireyin değişik türden davranışlarını sürekli olarak inceler ve ilgilenen bireye kendi davranışlarını daha iyi anlayabilme olanağı verir. Böylece birey, kendi davranışlarının nedenleri konusunda daha bilinçli bir insan olur.

Bu şekilde bilinçlenmiş bir eş, ana-baba, öğretmen, yönetici veya işveren daha sağlıklı davranma olanağına sahiptir. Psikolojinin amacı, bize en iyi bildiğimiz şeyler konusunda tamamen farklı fikirler kazandırmaktır.

Psikoloji aynı zamanda felsefe ve fizyoloji arasında bir köprü olarak görülür. Fizyoloji beynin ve sinir sisteminin içinde yer alan zihinsel süreçleri ve bunların düşüncelerimize, fikirlerimize ve davranışlarımıza nasıl yansıdığını inceler. Felsefe düşünceler ve fikirlerle uğraşırken, psikoloji bizim bunlara nasıl sahip olduğumuzu ve bunların zihinlerimizin çalışması hakkında neler söylediğini araştırır.

Tüm bilimler, hepimizin de bildiği gibi, felsefeden ortaya çıkmıştır. Ancak bilinç, algı, hafıza gibi konuların anlaşılması zor doğaları psikolojinin felsefi spekülasyondan bilimsel uygulamaya geçmekte yavaş kaldığı anlamına gelmektedir.

Psikolojinin kendi başına bir bilim olması 19.yy sonlarını bulmuştur. William Wundt’un 1879’da Leipzig Üniversitesi’nde ilk deneysel psikoloji laboratuarını kurmasıyla psikolojinin gerçek bilimsel bir ders niteliğinde tanınması ve daha önce keşfedilmemiş araştırma alanlarında çığır açmıştır.

Psikoloji biliminin Türk toplumundajş yeri adlı yazım için bu metine tıklayabilirsiniz. 

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Sevgi ile kalın…

KAYNAKÇA

Cüceloğlu, D. (2014),  İnsan ve Davranışı, ( İstanbul: Remzi Kitabevi ), 22-24.

Atkinson, Sarah Tomley (ed.) (2015), Psikoloji Kitabı (The Psychology Book), (London ;

United Kingdom : Penguin Random House)

Meral Kılıç

Meral Psikopatoloji Bilimi sitesinin yazarı ve genel editörüdür. Ona Sigmund Freud'mu haklı yoksa Carl Gustav Jung'mı şeklinde sorduğumuzda ''Jung'da harika bir insan, ancak Freud kesinlikle haklıdır'' diyor. Tüm bu psikoloji macerası arasında kendisi 24 yaşında ve İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu. Şu an alan içi yüksek lisansını yapmakla meşgul. Hayat telaşı içinde bir yandan Psikopatoloji Biliminde yazılar yazan Meral, kişisel hayatında kitap okumaktan, sahil kenarında yapılan yürüyüşlerden ve değer verdiği birkaç arkadaşıyla vakit geçirmekten haz alıyor. Bunun harici Meral'e ulaşmak isterseniz Merall_klc kullanıcı adına sahip instagram hesabı üzerinden iletişim kurabilirsiniz.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir